CHP’li Özel: Kazdıkları kuyuya kendileri düşecekler
CHP Grup Başkanvekili Özgür, partisinin Manisa Şehzadeler İlçe Başkanlığı tarafından basın mensuplarına yönelik düzenlenen sabah kahvaltına katılarak gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Açıklamaya CHP Manisa İl başkanı Semih Balaban, CHP’li Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve CHP Şehzadeler İlçe Başkanı Hakan Gürtunca’da katıldı.
Ekonomik krizden, işsizliğe kadar gündemdeki konuları değerlendiren CHP’li Özel, TBMM’ye sunulan yeni seçim kanunu teklifi ile ilgili iktidara yüklendi.
“EN ÖNEMLİ SORUN PAZARDAKİ, CÜZDANDAKİ YANGINDIR”
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel açıklamasında ilk olarak, Türkiye’de yaşanan ekonomik krize değindi.
Türkiye’deki en önemli sorunun ekonomik kriz olduğunu ifade eden CHP’li Özel şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’deki en önemli sorun mutfaktaki, pazardaki cüzdandaki yangındır. Bugün iktidar partisi ‘biz geldiğimizde enflasyon çok yüksekti, biz düşürdük’ diyordu. Hatta enflasyonun kitabını yazdık diyorlardı. İktidarda rakamlar kontrol edilmeyince buna inanan vatandaşlarımız olabilir. AK Parti iktidara geldiği 2002’de Türkiye’de enflasyon yüzde 29’du, bugün 54.4’tür. Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumunun baş harflerinden oluşan TÜİK’in rakamlarıyla bugün 29 aldıkları enflasyonu 54 yaptılar. Daha fenası gelecekteki enflasyona ışık tutan ÜFE fiyatları AK Parti iktidara geldiğinde yüzde 30’du, bugün yüzde 105. ÜFE’deki rakam 27 yılın zirvesidir, TÜFE’deki rakam da son 19 yılın zirvesidir.”
“AVRUPA BİRLİĞİNDE VE GELİŞMİŞ ÜLKELERDE ENFLASYON YÜZDE 5 CİVARINDA”
Açıklamasında Türkiye’deki yüksek enflasyona değinen CHP’li Özel sözlerine şöyle devam etti: “Verin yetkiyi bu kardeşinize dediğinde işsizlik rakamları yüzde 10’nun altındaydı. Bugün TÜİK’in resmi rakamlarıyla geniş tabanlı işsizlik yüzde 22.9, gerçek rakamlar bunun çok daha üzerindedir. AKP 2018 yılının Haziran ayından beri işsizliği de, enflasyonu da, cari açığı da, mazot fiyatlarını da kontrol edilemez bir şekilde artışı ortadadır. Sebebi bilime uygun doğru yönetim yerine şahsi yönetim anlayışıdır. Yıllarca ekonomistler enflasyonun ve faizin kötü yönetimin sonucu olduğunu söylediler. Ama Recep Tayyip Erdoğan ‘faiz sonuç değil sebeptir, biz faizi düşürürsek her şey düşer’ dedi ve Türkiye’de bu günlere getirdi. Vatandaşla alay eden kadrolar dünyanın her yerinde enflasyon var diyorlar ve Amerika’da enflasyon yüzde 1’den yüzde 4’e çıktı, fiyatlar 4 kat arttı diyorlar. Orada enflasyon yüzde 1’den yüzde 5’e çıkınca 100 liralık mal 105 lira oluyor. Ama 100 liralık malın 500 lira olduğunu iddia edip vatandaşı kandırmaya çalışıyorlar. Diyorlar ki ‘hiper enflasyondan Cumhurbaşkanımız sorumlu değil, dünyanın her yerinde var’. Bunlar bir söz söyleyince yalanı doğru gibi anlattıkları için dönüp bir daha bakmak lazım. Dünyada sadece 7 ülkede Türkiye’den yüksek enflasyon var. Bu 7 ülke de Lübnan, Suriye, Küba, Sudan gibi ülkelerdir. Avrupa Birliğinde ve gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 5 civarında.”
“VATANDAŞIN BANKAYA BORCU İKİ KATINA ÇIKMIŞ”
CHP’li Özel, yaşanan ekonomik krizle ilgili açıklamasına şu cümlerle sürdürdü: “Bugün Türkiye’de süt ineğini kesime götüren çiftçinin gözyaşlarını görüyoruz. Sakatatın fiyatının kıymanın fiyatını aştığı bir Türkiye görüyoruz. Türkiye’de gübre alınamadığı için toprakların yarısına yakınında verimli tarım yapılamama tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, gıda kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. İki Trakya büyüklüğünde alan ekilemezken ve Türkiye’deki ekilebilir toprakların en az 3’te 1’i gübreye kavuşamazken yeni Tarım Bakanının Afrika’da tarla kiralayıp tarım yaptırma hevesini görüyoruz. Elektrik fiyatlarının kira fiyatlarını aştığı bir noktada elektriklerini açmadan avize satmaya çalışan esnafların çaresizliğini görüyoruz. Tek adam rejimi başladığında devletin borcu 1.6 trilyondu, bugün 2.8 trilyon. Sadece 3 yılda geldiğimiz nokta bu. Vatandaşların bankalara olan borcu 582 milyarken 1.2 milyara yani iki katından fazlaya çıkmış durumda.”
“YÜZDE 7’LİK BARAJ SİYASET MÜHENDİSLİĞİDİR, PSİKOLOJİK AYARLAMADIR”
Cumhur İttifakı tarafından TBMM’ye sunulan seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesine yönelik kanun teklifiyle ilgili açıklamada bulunan CHP’li Özel, vatandaşın derdinin geçim, AKP’nin derdinin ise seçim olduğunu ifade etti.
CHP’li Özel yaptığı açıklamada bu ifadelere yer verdi: “Esnafın, memurun, işçinin derdi geçim. Ama AKP’nin derdi seçim. Onlar vatandaşın yaşadığı bu yoksulluğa karşı siyasetin iflas edenleri gibi seçim kanunu ile oynamaya başladılar. Seçim kanunuyla ilgili 3 iş yaptılar. Bir tanesi barajı yüzde 7’ye indirmek. Kenan Evren Türkiye’ye yüzde 10 baraj hediye etmişti, yani 12 Eylül darbesinin ürünüdür. AK Parti iktidara geldiğinde ‘20 yıllık ayıba son vereceğiz, baraj sıfır olacak’ diyordu. 20 yıl boyunca bundan yararlanmaya devam ettiler. Bugün de yüzde 7’ye indiriyorlar. CHP sıfırlansın diyordu, ittifak ortakları birlikte de yüzde 3 olması konusunda bir mutabakatımız var. Parti görüşümüz sıfır barajdır. Yüzde 7’ye indirmek küçük ortağın boyuna göre ayarlamaktır. MHP’nin atlayabileceği kadar bir baraj olsun ama yeni kurulan partiler onların seçmenleri ‘bu partiler barajı aşamaz’ diye onlara yönelmesin barajıdır. Yüzde 7’lik baraj siyaset mühendisliğidir, psikolojik ayarlamadır. MHP’nin gerçek oyunun yüzde 5,5 olduğunu ve seçimlerde AK Parti olmasa 7’yi dahi geçemeyeceğini buradan bir kez daha altını çize çize ifade ederiz.”
“KENDİNİ SİYASETTE VAR EDEN MADDEYİ KALDIRMAK SİYASİ TÜKENMİŞLİĞİN İTİFARFIDIR”
CHP’li Özel açıklamasının devamında, Cumhur İttifakı’nın yeni seçim kanunun AKP’nin ve MHP’nin tükenmişliğinin itirafı olduğunun altını çizerek sözlerine şöyle devam etti: “İkinci nokta da mecliste grubu bulunan siyasi partiler otomatikman seçime girerler. AK Parti bunu kaldırmak suretiyle geçen seçimde İYİ Parti’nin seçime girmesiyle bunu hazmedememiş görünüyorlar. HDP’nin kapatılmasını stratejik bir tarihte yapıp onların bir grup kurmak suretiyle seçime girmesine engel olma hazırlığındalar. Bu hazırlık aynı zamanda AK Parti açısından varoluşsal bir çelişkidir. Buradan AK Parti’nin seçmenlerine hatırlatıyoruz, partinizin tenezzül ettiği bu şeye kendinden önceki 3’lü koalisyon tenezzül etseydi AK Parti 3 Kasım 2002 seçimlerine giremezdi. Çünkü AK Parti mecliste grubu olduğu için girebilmişti, daha kongresini tamamlamadan seçim gelmiş grup kurduğu için girmiştir. Kendini siyasette var eden maddeyi kaldırmak siyasi tükenmişliğin, siyaseten özgüven eksikliğinin değil tamamen bir paniğin itirafıdır. AK Parti kendini var eden maddeyi kaldırarak yok olduğunu, tükendiğini itiraf etmektedir.”
“KAZDIKLARI KUYUYA DÜŞECEKLER”
CHP’li Özel, TBMM’ye sunulan yeni seçim kanunu ile ilgili son olarak şu ifadelere yer verdi: “ Ayrıca oyların ittifaklar arasında dağıtılıp sonra ittifak içinde dağıtılmasını geçmiş seçimlerde AK Parti ve Hayati Yazıcı bu kanunu da geçen sefer savunan kişiydi. Ama o zamanki hesap şuydu, ittifakı MHP ile AK Parti kurar, ittifaktaki artık oylar birleşir fazla vekil çıkarırız, nasıl olsa başka ittifak ihtimali yok. Ama onlar ikili ittifak yaparken 4’lü ittifak yapan Millet İttifakı artık oylardan daha fazla istifade etmiş, CHP artık oylarla fazla milletvekili çıkarmıştır. Yani kazdıkları kuyuya düşmüşlerdi. Şimdi bugün ‘efendim bunlar kalabalık ittifaklarla artık oyları topluyorlar, bu sistemi kaldıralım, en yüksek oyu olan parti avantajlı durumda olsun’ hesabındakiler yine kazdıkları çukura düşecekler. Çünkü eğer AK Parti’deki ve Cumhur İttifakındaki bu çözülme sürerse CHP ve Millet İttifakındaki bu çıkış sadece 2 ay daha sürerse 2 ay sonra AK Parti kurulduğu tarihten sonra ilk kez ikinci parti durumuna düşecek. 1 yıl sonra uygulanacak seçim sisteminde CHP’nin oyu AK Parti’nin bugünkü oyunun üstünde olduğunda hesaplar terse dönecektir. Bugün için yapılan hesaplar yarın birinci parti olan CHP’yi ve güçlü ittifak olan Millet İttifakının işine gelecektir. Yine kazdıkları kuyuya düşecekler. Seçim sistemiyle oynayıp da fayda gören siyasi parti yoktur. Korkunun ecele faydası yoktur, seçmenin gözden, gönlünden çıkardığı partiyi sandık oyunlarıyla, seçim sistemi oyunlarıyla iktidarda tutamazsınız. Milletin göndermeye karar verdiği partiyi hiçbir seçim oyunu iktidarda tutamaz, yolcudur Abbas, bağlasan durmaz.”
“YENİ İTTİFAKLARINI ADI ‘ENFLASYON İTTİFAKI’DIR”
Tansu Çiller’in son günlerdeki açıklamaları ve siyaset kulislerindeki iddialarını da değerlendiren CHP’li Özel şöyle konuştu: “Tansu Çiller’in yeniden ortaya çıkması, parti kuracağını söylemesi, Cumhur İttifakı’na destek vereceğini söylemesi boşuna değildir. Girdiği her koalisyonu felakete sürükleyen Devlet Bahçeli, Türkiye’yi her alıp bıraktığında hiper enflasyonla tanıştıran Tansu Çiller ve bugünkü enflasyonun müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni ittifaklarının adının ‘Enflasyon İttifakı’ olması gerektiğinin altını çiziyoruz. Tansu Çiller’den, Devlet Bahçeli’den ve Recep Tayyip Erdoğan’dan bu memlekete hayat pahalığından, yoksulluktan ve işsizlik dışında hiçbir şeyden pay düşmez.”
Yorum Yazın